Zaman Değişti
Vedat UZUNER
2013 yılı yakından uzağa bakarak değerlendirirsek çok yoğun, zor ve sıkıntılı bir yıl oldu. En ağır karanlık, aydınlığa en yakın olunan zamandadır. Herhalde son zamanlarda ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutlar da yakın bir aydınlığın habercisi. Dışardan diş bileyen gergedan, çakal ve vampirlere içimizdeki yılan ve çıyanlar da ortak olunca karanlıklar bitmeyecek, aydınlık uzun sürmeyecek gibi görünüyor ama ne diyor İstiklal Şairimiz: ‘Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak, Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak’. Saldırı nerden gelirse gelsin şiddeti ne olursa olsun ümitsizliğe düşmeden mücadele etmek, savaşmak gerekiyor. Bu topraklar üzerinde esaret hiçbir zaman yeşermemiştir, yeşermeyecektir. Dershane tartışmalarıyla başlayan gerilim süreci yolsuzluk soruşturması kılıfı giydirilmiş uluslararası projeyle bambaşka bir boyut kazanmış ve ekonomik savaş halini almıştır. Asıl korkulması gereken, ülke üzerinde oynanan oyunlar için yıllardan beri yapılan hazırlıkları hiç kimsenin fark etmeyişidir. Takipler, dinlemeler, tehditler, şantajlar, özel odalara çekip pazarlık yapmalar ve olacaklar konusunda günlerce önceden haber veren ‘öngörü’ sahibi gazeteciler. Meğer memlekette ne kadar başarılı elemanlar varmış. Geçtiğimiz yıllarda televizyonlarımızda arzı endam eden medyumlarımız da kalmadı artık, ne güzel olacakları önceden haber alıp, Dolar, Euro yığardık bir kenara. Sahi, alanlar olmuş mudur? Yaşananların bir yolsuzluk operasyonu değil algı operasyonu olduğuna dair bir gazete haberini paylaşmak istiyorum: Gazete adını vermeyeceğim, o kadar cesaretli değilim çünkü. ‘Hukuk Skandalı: Başsavcı, soruşturmayı Bakanlıktan gizlemiş. İlhan Cihaner’in 16 ilde dini cemaatlere yönelik soruşturma başlattığı ve bunu iki yıl boyunca Adalet Bakanlığı’ndan gizlediği ortaya çıktı. O zaman Bakanlıktan gizli olarak soruşturma yürütmek suçtu, şimdi değil. Ne de olsa zaman değişti. Artık zaman, kardeşlik zamanı. Gazeteci Yusuf Kaplan’ın 28 Temmuz 2008 tarihli yazısından bir alıntıyla devam edeyim. ‘‘Ergenekon davası konusunda ciddi soru işaretlerim, davanın ve operasyonların yürütülüş ve medyada yansıtılış biçimine ciddi itirazlarım var. Aptal yerine konulduğumuz ve fena halde ‘dolmuşa bindirildiğimiz’ hissi var içimde’’. Rahmetli Erbakan dava ve soruşturmalarla ilgili olarak ‘Bunlar fasa fiso’ dediğinde kızmış; Erdoğan’ın ‘Bu dalgalar gün gelir ülkeyi boğar’ demesine de şaşırmıştık. Bana öyle geliyor ki bu yeni dalgalarla birlikte dalgalara yol açanlar da boğulacak. Okullar, eğitim kurumları, iş adamları, bankalar, turizm şirketleri. Yusuf Kaplan’ın dediği gibi ‘aptal’ yerine konuluyoruz ama aptal değiliz. Bu yılı bitirip 2014’e girerken Allah nasip ederse çoluk çocuk Anadolu Gençlik Derneği tarafından düzenlenen ‘Mekke’nin Fethi’ programına katılacağım.
Herkesi bu ve benzeri programlara katılmaya davet ediyorum. Nasıl başlarsak öyle gider değil mi. O halde Kur’an’la başlayalım.
