Geçtiğimiz günlerde yine bir okulumuzda bir meslektaşımız iki kere saldırıya uğradı. İlkinde öğretmenin mahremi sayılan sınıfına girilerek öğrencisi tartaklandı, ikincisinde ise iki tane delikanlı(!) sınıfın kapısında saldırdı tekme tokat. Okulun içine bu kadar mı kolay girilir? Hem kapıdaki güvenliğe, hem idarecilere yalan konuşulursa girilir. Bu insanlar okula gitmeli sınıfa da girmeli ama bunların yeri böyle bir okul olmamalı.
Okul müdürünü tanıyorum, sorun çözme becerisine sahip biri olduğunu da biliyorum. Bu olayda da ilk gelen kişiyle konuşarak aslında fındıkkabuğunu bile doldurmayacak problemi halledeceğini, sorunun büyütülmemesi gerektiğini söylüyor. Okula gelen kişi de okuldan ayrılıyor. Nedense tatmin olamıyor, öfkesini yenemiyor, hızını alamıyor ki arkasından öğretmene sınıfın kapısında saldıran iki kişiyi gönderiyor ve olay bu günkü boyuta taşınıyor. Meslektaşımı tanımıyorum, saldırganları da, ama olayı kınıyorum. Bundan sonrası da yargının görevi, sözün bittiği yer.
Not: Saldırganlardan biri de bir kamu çalışanı.
***
Geçtiğimiz günlerde Emniyet-Sen adıyla bir sendika kurulduğunu ve sendika kurulduğunu ve sendika kurucularının dört kez görevden alındığını öğrendik. Gerekçe basına demeç vermek ve emre itaatsizlik gibi kusurlarının olması. Emniyet-Sen Başkanı da “Biz, bu yola çıkarken ihraç olacağımızı biliyorduk, ancak dört kez atılacağımızı bilmiyorduk. Ekmeğimiz elimizden alındı, çocuklarımız var. Yolumuzdan dönmeyeceğiz” diyerek karara tepki gösterdi, şeklinde bitiyor haber.
Zaten valiliğe verdikleri dilekçe kabul edilmemişken dört kere görevden almak da ne demek? Nasıl bir gözdağı verme anlayışı bu? Emniyet mensupları neden sendika kuramazlar. Neden 4688’de bunu sınırlayıcı hükümler yer alır? Emniyet çalışanlarının ekonomik durumları çok mu iyi? Özlük hakları mı tastamam? Yok, yaptıkları iş çok önemli de ondan mı sendika kuramaz emniyetçiler? O zaman diğer iş kollarında sendika hakkı olanlar; eğitimciler, sağlıkçılar önemsiz işler mi yapıyor?
***
KTÜ’de sebepsiz, gereksiz, boşuna işten atılanların, ekmeği çalınanların hukuk mücadelesi aylardır sürüyor. Üniversitenin tasarruf etmesi için onca seçenek varken açlık sınırının altında ücretle çalışanların kazançlarını ilk adres olarak görmek hak anlayışına sığar? 1 Mayıs, çalışanların bayramı, Üniversiteyi yönetenler bu bayramı, işten atılanların çocuklarıyla kutlasınlar ve gereksiz yere işten attıkları aile reislerinin elinden tutarak dönsünler KTÜ’ye. 1 Mayıs’ta açlık son bulsun. Tasarruf hep beraber edilsin. Herkes elini taşın altına koysun ama bazılarından sonra herkes değil, bütün herkes.
Vedat UZUNER
ÖĞRETMEN
REHBER ÖĞRETMENLERİ RAHAT BIRAKIN
SINAV SİSTEMLERİ ÜZERİNE
DAĞ FARE DOĞURDU
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
ALLAH ÇALIŞANA VERİYOR MÜSLÜMANLAR ÇALIŞMIYOR
HABER YAP İZİ KALSIN
15 TEMMUZ
Takvimden Yapraklar
Anlayarak Okuma-k
Çamur At Elin Kirlensin
Zor Okul: Trabzon
Zaman Değişti
Eyvah Reform Geliyor
Kudretli Kalemler
Sendikal Andisalay
Bismillah
SBS?siz olur mu?
Yazdan Yazı Çıkarmak
Gündem Dışı
Mısır
Çadır Tiyatrosu
Helvalar Tükenince?
Bosna-3
Bosna-2
Bosna-1
Sandık Her Şeydir Sandık
Şehri yaşanılmaz kılmak
Hayat Tarzıma Karışma
Bir Yılın Ardından
Her Yer Diriliş
Teşekkürler
Müflis Tüccar
19 Mayıs
Vekiller ve Sefiller
Çocuksuz Bayram
Otizm
Rotasyon
Samimiyet
İmzamıza Sahip Çıkıyoruz
İYİ TATİLLER
Seçim Okumaları
Çözüme Ağlayanlar
Yönetici Atama Yönetmeliği?ne
ÖĞRETMEN
“BİRİNCİ SINIFTA KARAKTER DERSİ”
EMEKLİ MAAŞLARI VE İKRAMİYELERİ
İFTİRANIN VE BİLGİSİZLİĞİN SINIRI YOK
KUDÜS, TÜRKİYE VE SİVİL TOPLUM
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Yükseköğretimi Dönüştüren Çağrı: Bir Kongrenin Ardından