Anlayarak Okuma-k
Vedat UZUNER
Anlayarak Okuma-k Geçen günlerde yapılan 19. Milli Eğitim Şûrası?na eğitim paydaşları olan sendikalar da katıldı. Türkiye?nin en büyük sendikası olma vasfıyla ve yetkili sendika olarak şûraya katılan Eğitim-Bir-Sen verdiği önergelerle diğerlerine fark attı ve şûraya damgasını vurdu. Öyle ki bir başka sendika yetkilisi diğer sendikalara hadi kalkın gidin dercesine ?Eğitim-Bir-Sen buraya en hazırlıklı şekilde gelen sendika, sizin burada ne işiniz var? kabilinden sözler sarf ederek çıkıştı. Belki meyve veren ağaç taşlanır diye Eğitim-Bir-Sen?e yapılan saldırıları makul karşılayacağız ama niyet üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca kantarın topuzu kaçıyor. Bazı kudretli kalemler zaman zaman gür seller gibi akarak denizi bulandırma telaşıyla sapla samanı o kadar karıştırıyorlar ki mideniz bulanıyor. Bunların çoğunda ulusal medyada boy gösteren koca cücelerin ben bilirim tarzını sezersiniz. Tıpkı orijinalinin taklidi gibi. Yese, taklit olduğunu kimse anlamayacak ama yemiyor artık, karnı tok herkesin. Eğitim-Bir-Sen?in kadın yöneticisi yok-muş. Elin derdi seni mi gerdi. Var ya da yok, senin neyine lazım. Nasıl araştırma yaptın, oturduğun yerden kalkıp sağına soluna mı döndün de gördün? Eğitim-Bir-Sen?de yönetici olmak bir erkek üyenin ne kadar hakkıysa kadının da o kadar hakkıdır. Gerisi de kişisel tercihe kalmıştır, sana ne. Eğitim-Bir-Sen, okullarda kız ve erkekleri birbirinden ayıracak-mış. Bunu kulağına kim fısıldadı senin, bunu yazmak için çok mu uğraştın? Eğitim-Bir-Sen?in şûraya getirdiği teklifi nereden okudun, okuduysan böyle mi anladın? Eğer böyle anlıyorsan, okuduğunu anlama sıkıntın olduğunu kimse demiyorsa ben diyeyim sana. Gerekli tedbiri al, okuduğunu anlamayı öğren ki başka komik durumlara düşmekten kurtul. Eğitim-Bir-Sen, insanlarımızın önünde seçenekler olsun, dileyen dilediğini seçsin diyor. Bunun neresinde kız erkek ayrı olsun anlayışı var. Eğitim-Bir-Sen darbelerle gelen deli saçması zorunluluklar ortadan kalksın diyor o kadar. Zorunlu karma eğitim, zorunlu öğretmenevi aidatı, zorunlu ilksan aidatı, zorunlu sevk kâğıdı, zorunlu o, zorunlu bu, zorunlu karın ağrısı, zorunlu köşe yazısı. Bunu daha önce de yazdım ama bir daha yazayım, Tonyalı rahmetli Dursun Şanlı amca televizyon izlerken keman çalan bir sanatçı çıkar sahneye. Kemanı bilmeyen amcamız onu kemençeye benzetir. Haliyle adamın kemençe çalmasında da bir sorun olduğunu düşünür. Dayanamaz ve yüksek sesle söylenir ?beceremediğin b.ka ne tutayisın?. Be mürekkebi kuru dayı beceremiyorsan bırak, köşen bulmaca köşesi olsun, insanlar daha çok zevk alsın gazetenden, tirajınız da artsın böylelikle. Sana ve senin gibilere akıl vermek bize düşmez, çoktur akıl hocalarınız ama biz de yazdık bir şeyler, sizinkiler kadar önemli(!) olmasa da.
