Durup dururken, neredeyse ülkedeki herkesi ilgilendiren bir haber çıkar.
Rezaletin doruğu e(v,ğ)lendirme programları kahvede, berberde, çarşı pazarda, sokaktaki herkesi ilgilendirir de eğitimle ilgili haberler bir kulağımızdan bile giremez.
Geçen günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders programlarını hafifleteceğine dair bir haber çıktı. Birçok insan bu haberi hiç duymazken bir kısmı da önemsiz bir ayrıntı olarak sadece işitti.
Nasrettin Hoca misali kimimiz bana ne derken kimimiz de sana ne deyip geçtik.
Beşinci sınıfa giden kızımın çantası gününe göre değişmekle birlikte ortalama 6-7 kilo civarında.
Çocuklar-ımız- öğrenim yılının sonuna gelinceye kadar fiziksel bozukluklar kendini göstermeye başlıyor.
Bir dostumuzla raf raf dizili, daha kapakları açılmamış, kapıları çalınmamış kitaplar arasında sohbet ederken çocuğunu gönderdiği iddialı bir okuldaki uygulamadan şikayet ediyor.
Bir dersten verilen ödevi kendisi, yenge hanım ve ödevin muhatabı çocuk olmak üzere üç kişi akşam saat sekizde yapmaya başladıklarını; gecenin ilerleyen saatlerinde, saat on ikide bitirdiklerini söylüyor.
Ders programlarını sadeleştirmek üzere yapılan çalıştaylara davet edilen meslektaşlarımız branşlarında haftalık ders saati sayısının yetersiz olduğunu; seçmeli dersler için ayrılan saat sayısının azaltılarak kendi branşlarına eklenmesini talep ediyor.
Başımız sıkışıp canımız sıkıldıkça ders icat etmekte çok mahiriz de ders saatinin ve çeşitliliğinin azaltılmasına sıra gelince işin içinden çıkamıyoruz.
Eğitim programları şühesiz ‘ne öğretelim’ sorusuna verilecek cevaptan yola çıkıyor.
Bilgisayar ve iletişim çağını yaşıyoruz.
Artık bilgiye ulaşmak, hayal edilemeyecek kadar kolay. Öyle ki Milli Eğitim Bakanlığının hazırlatacağı ders kitapları sıralara konuluncaya kadar ihtiva ettiği bilgilerin eskimesi uzak bir ihtimal değil.
O halde kitaplar muhataplarına herşeyi öğretmeyi değil; kılavuzluk yapmayı hedef almalı.
Buaradan hareketle, bundan sonra yapılacak çalışmalarda branş fanatizminden uzak, kılavuz niteliği taşıyacak program ve kitaplar hazırlanması konusunda ümitvar olmak istiyorum.
Hamsiyi kavağa çıkarma konusundaki ısrarımızdan vazgeçersek daha başarılı olacağız.
Öğretenler olarak kendimizi ve öğrettikerimizi sevdirmedikçe, geleceğin inşacısı çocukarımız mesleklerini sevmedikçe boşa kürek çekmiş olacağız.
