Son yıllarda Ortadoğu coğrafyasında yaşanan ve adına Arap Baharı denilen garip süreç ülke ülke farklı seyrediyor. Yeraltı zenginlikleri bol olan ülkelerde bu bahar nedense ABD, İsrail ve AB’nin istediği yolda ilerliyor. Tersi bir durum söz konusu olunca da bahar bu üçlü için hazana dönüşüyor. Mısır’da da durum böyle. Daha geçen yıl ezici bir oy oranıyla seçilen Mursi, darbe yoluyla görevden alınıyor. Bir haber kanalı muhaliflerin durum değerlendirmesi yapmak için ABD büyükelçiliğinde toplandığını söylüyor. Ne de olsa tarafsız(!) ABD. Efendim seçime katılım oranı düşükmüş. Zıkkımın kökü. Katılsaydınız o zaman. Muhaliflere sokağa çıkma yasağı mı vardı seçim günü? Her dönem evrimleşen darbelere yeni bir tane daha eklendi. Bizdeki 28 Şubat ve 27 Nisanlar gibi bu da biraz klasik, biraz modern biraz post-modern oldu. Bu darbeyle Ak Parti’yi ‘Her Şey Sandık Değildir’ söylemiyle köşeye sıkıştırmak isteyenlere gün doğdu. Akademisyenler, siyaset bilimciler, siyasetçiler hepsi ağız birliği etmiş gibi aynı ifadeleri kullanıyor. Artık bir iki ‘gezi’ daha olursa akp’den de kurtuluruz hesabı var. Hem ne öyle bu iktidar yüzde elli oy aldı diye halkın taleplerini göz önüne alarak cami yapmaya, Kur’an öğretmeye kalkıyor. Ne güzel zamanında açık oy gizli sayımla iktidar olanlar camileri satıyor ya da ahıra çeviriyordu. Ne güzel, ilk pilotumuz ve milli gururumuz masmavi gökyüzümüzde salına salına halkımızı bombalıyor, dereleri kıpkırmızı kan gölüne çeviriyordu. Bu iktidar kalkmış, devlet adına onlardan özür diliyor. Ne güzel, kim seçilirse seçilsin kilit noktalardaki bürokratlar marifetiyle (bir kısmı hala direniyor) sistem yine tıkır tıkır işliyor, halkın iktidar olmasının önüne geçiliyordu. Bu iktidar kendi çalışacağı bürokratları kendi seçmeye kalkıyor, olmaz böyle şey.
Ayasofya
Baktın Karadeniz’e umutsuz uzun uzun
Ey camim bunca yıldır nasıl bekledin mahzun.
Görmedi mi Fatihim sessiz bekleyişini,
Sormadı mı kulenden gelen ezan sesini?
52 yıl önce Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edildikten sonra gerekçesiz bir şekilde müzeye çevrilen Ayasofya’da ilk Cuma namazı kılındı geçtiğimiz 5 Temmuz günü. Sümela Manastırı’nda ayine izin verildi diye ortalığı ayağa kaldıranlar, vatan elden gidiyor, akepe ülkeyi satıyor naraları atanlar orada mıydı bilmiyorum. Bu ülke parayla satın alınmış bir parça toprak üzerine kurulmadı ki satılsın. Bu ülke, bu millet, bu devlet Ayasofya’dan daha görkemlisini yapacak güce mutlaka sahiptir. Zaten mesele cami yapmak ya da yapamamak meselesi değil, bir hukuksuzluğun ortadan kaldırılması meselesidir. Mesele, camiyi müzeye, ahıra çeviren zihniyetin tasfiyesi meselesidir. Ve bu zihniyet direnmektedir. Hayırlı uğurlu olsun, o zamanki Vakıflar zihniyeti ile günümüzdekini bu millet mutlaka takdir edecektir.
Bosna
1992-1995 yılları arasında Avrupa’nın orta yerinde yaşanan ve her türlü savaş suçunun işlenmesiyle bir insanlık utancına dönüşen savaşın üzerinden yirmi yıl geçti. Sözde UN tarafından güvenli bölge ilan edilen Serebrenitsa’da UN Barış Gücü’nün Hollandalı komutanının gözleri önünde 15 yaş üstü 8 bin Boşnak Müslüman katledildi. Tanınmamaları için cesetleri hayvanlara parçalatılıp o şekilde toplu mezarlara gömüldüler. Katliamdan önce 25 bin civarında kadının otobüslerle bölgeden uzaklaştırılmasını lütuf saymayın çünkü yaşanan iğrenç tecavüz ve işkenceler yazılacak gibi değil. Bu sene Allah nasip ederse bu yazı çıktığı gün biz Ramazan’a Bosna-Hersek’te başlayacağız. Her türlü işkence, katliam ve soykırımın yaşandığı bölgeleri yakından göreceğiz. Anlatacak halimiz olursa bir yazıda da orada gördüklerimizi paylaşırız sizlerle.
***
2 Temmuz Madımak, 5 Temmuz Başbağlar. İkisi de aynı ekip tarafından kurgulanmış olabilecek bu olayları unutmayalım. Bir tarafta yakılanlara ne kadar yanarsa yüreğimiz, diğer tarafta mermilerle paramparça olanlara da parçalansın. Her iki olayda katledilenlere bir kere daha Allah’tan rahmet, yakınlarımıza ve milletimize başsağlığı diliyorum. Karanlık odakların bütün uğraşlarına rağmen Allah bizleri bir daha o günlere döndürmesin. Ramazan ayının başta ülkemiz olmak üzere tüm İslam âlemine ve dünyaya hayırlar getirmesini dilerim.
Vedat UZUNER
ÖĞRETMEN
REHBER ÖĞRETMENLERİ RAHAT BIRAKIN
SINAV SİSTEMLERİ ÜZERİNE
DAĞ FARE DOĞURDU
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
ALLAH ÇALIŞANA VERİYOR MÜSLÜMANLAR ÇALIŞMIYOR
HABER YAP İZİ KALSIN
15 TEMMUZ
Takvimden Yapraklar
Anlayarak Okuma-k
Çamur At Elin Kirlensin
Zor Okul: Trabzon
Zaman Değişti
Eyvah Reform Geliyor
Kudretli Kalemler
Sendikal Andisalay
Bismillah
SBS?siz olur mu?
Yazdan Yazı Çıkarmak
Gündem Dışı
Mısır
Çadır Tiyatrosu
Helvalar Tükenince?
Bosna-3
Bosna-2
Bosna-1
Şehri yaşanılmaz kılmak
Hayat Tarzıma Karışma
Bir Yılın Ardından
Her Yer Diriliş
Teşekkürler
Müflis Tüccar
19 Mayıs
Vekiller ve Sefiller
Çocuksuz Bayram
Otizm
Rotasyon
Samimiyet
İmzamıza Sahip Çıkıyoruz
İYİ TATİLLER
Seçim Okumaları
Çözüme Ağlayanlar
Yine Saldırı, Yine Şiddet
Yönetici Atama Yönetmeliği?ne
ÖĞRETMEN
“BİRİNCİ SINIFTA KARAKTER DERSİ”
EMEKLİ MAAŞLARI VE İKRAMİYELERİ
İFTİRANIN VE BİLGİSİZLİĞİN SINIRI YOK
KUDÜS, TÜRKİYE VE SİVİL TOPLUM
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Yükseköğretimi Dönüştüren Çağrı: Bir Kongrenin Ardından