SBS?siz olur mu?
Vedat UZUNER
Ortaöğretime geçiş için uygulanan SBS ile ilgili çalışmalar Sayın Nabi AVCI döneminde öne çıktı. Üzülerek belirtmek gerekir ki seksen yıl boyunca ‘Milli’ olamamış eğitim politikaları, genelde başarılı bir on yıl geçiren iktidar döneminde de gerekli başarıyı yakalayamamıştır. Beklenen, olması gereken birçok şey olmuş, uzun yıllar yapılamayanlar yapılmış, vesayetin izleri silinmiştir. Ancak uzun yıllar geçerli olacak ve hükümet değil; devlet politikası sayılacak politikalar yürürlüğe konulamamıştır. Adeta değişen her bakanla birlikte politikalar değişmiş, devlet politikaları bakan politikası hüviyetine bürünmüştür. Buna, bakanlığa ayak bağı olan, her uygulamada, her yönetmelikte yeni mağduriyetlere yol açan merkezden en ücra köşeye kadar kendine koltuk bulmuş bürokratları da eklemek gerek. Sekiz yıl süren bir okul yaşantısını iki saate sığdırarak çocuklarımızın geleceğine yön veriyoruz diye senelerce eleştirdiğimiz SBS son kez yapıldı bu yıl. Bakanlık da eleştirilere kulak vermiş olacak ki çocukların eğitim yaşantısının tamamını kapsayacak bir değerlendirme için çalışma yapalım diyerek yola çıktı. Bu endişelerle 6, 7 ve 8. sınıflarda liselerdeki ortak sınavlar gibi sınavlar yapılmasına ve sonuçlarının yerleştirmede etkili olmasına karar verildi. Bakanlık uygulamayla ilgili ayrıntılı bilgileri kamuoyuyla paylaştı. Ancak çeşitli sorular var. Sınavlar için gerekli alt yapı hazır mı? Bütün öğrenciler aynı eğitim imkânlarına sahip mi? Bütün okullar aynı şekilde donatılmış mı? Her öğrenci kendi okulunda ya da kendi eğitim bölgesinde sınava girebilecek mi? Öyle olmayacaksa sınav günü öğrenciler sınav yerlerine nasıl ulaştırılacak? Merkezi olmayan diğer sınavlarda hormonlu notların önüne nasıl geçilecek? Dershanelerin tartışıldığı bir ortamda velilerin ‘çocuğum sınavlara hazır mı’ endişesini kim ortadan kaldıracak? Birçok yerde derslere alan öğretmeni girmiyor. Bunun için de acilen öğretmen ataması yapılması gerekiyor. Hem de bu yıl yapılacak kırk bin öğretmen atamasına ek olarak. Çeşitli uygulamaları için eleştirdiğim Bakanlığın başarılı olmasını canı gönülden arzu ettiğim için bu uygulamanın da başarılı olmasını temenni ediyorum. Millet olarak aceleciyiz ve önce yapıp sonra düşünüyoruz. Keşke, yapmadan önce bir kere daha düşünebilsek.
****
8 Eylül, Dünya’da okuma yazma günü olarak kutlanıyor. Bu vesileyle okuma yazmanın önemine vurgulanıp okuma bilmeyenler için kampanyalar yapılıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Dünya’da 773 milyon insan okuma yazma bilmiyor. Dünya nüfusunun yaklaşık onda birine denk gelen bu sayının üçte ikisi de kadın. Çocukları yetiştirecek, geleceğin temelini atacak anneler ya da anne adayları okuma yazma bilmiyor. Dünyayı anlamıyor, anlamlandıramıyor, yorumlayamıyor. Ya onların yetiştireceği çocuklar?
***
Bu hafta, Amerika’da yaşanan ikiz kuleler faciasının yani 11 Eylül’ün yıl dönümü. Estireceği uluslararası terör rüzgârı için her türlü oyunu göze alacağına inandığım bu ülkenin böyle bir saldırıya maruz kalacağına hiç inanmadım. Üstelik, yaklaşık dört bin kişinin öldüğü söylenen saldırıda bir tane Yahudi ABD vatandaşı ölmemişken.
***
Suriye’de devam eden iç savaşta kimyasal silah kullanılması dünyada infial yarattı. Yüz binden fazla insanın öldüğü savaşta binin üzerinde insan da kimyasal silahla katledildi. Kimyasal silahlar kullanılıncaya kadar sesini çıkarmayanlar şimdi müdahale etmenin hesaplarını yapıyor. Birilerinin Esed’e dur demesi lazım. Bunu ülkemizi yönetenlerin de dert etmesi son derece doğru. Ancak Batı’nın ya da Amerika’nın ipiyle kuyuya inilmesini içim kaldırmıyor.
Vedat UZUNER
10 Eylül 2013
