KUDÜS, TÜRKİYE VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
Ortadoğu’da Müslümanların hüküm sürdüğü şehirlerde, hep barış, adalet ve huzur hâkim olmuştur. Bunun en güzel örneği Kudüs’tür. Hz. Davud, Hz. Süleyman, sahabeler, Hz. Ömer, Selahaddin Eyyubi, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan Abdülhamid Han himayesinde Kudüs her daim yaşanılabilir, bereketli huzurlu bir şehir olmuştur.
Babil kralı Nabukadnezar, Romalılar, haçlılar, siyonist Yahudi İsrailliler, sömürgeci İngilizler (Balfour Bildirisi) bu şehri ne zaman ele geçirmişlerse kan, gözyaşı, zulüm eksik olmamıştır.
Ne hikmetse hem peygamberler hem Osmanlı hükümdarları gayrimüslimleri ve Yahudileri affetmişlerse de onlar her zaman ihanet içinde olmuşlardır.
Hz. Ömer Kudüs fethedilince Hristiyanlara canları, malları, kiliseleri, inançları konusunda ‘Emanname’ vermiştir. Haçlıların zulüm dolu yönetiminden 88 yıl sonra Kudüs’ü fetheden
Selahaddin Eyyübi gayri Müslimleri bağışlamıştı. Kanuni Sultan Süleyman Yahudilerin ‘ağlama duvarında’ ibadetlerine izin vermiştir. Şehrin yafa kapısı üstünde ‘La İlahe İllallah İbrahim Halilullah’ yazısı ile Hıristiyan ve Musevilere huzur anlamında teminat vermiştir.
Hâl böyle iken 401 yıl huzur ve adaletle Osmanlı hâkimiyetinde kalan Kudüs’te, 20. asırda 1948 ‘de İsrail devletinin kurulması ve 1967 ‘de altı gün savaşları ile Kudüs Siyonizmin ve Yahudilerin eline geçtiği andan itibaren Ortadoğu’da huzur kalmamıştır.
ABD Başkanı Trump’un Kudüs ‘ü İsrail’in başkenti açıklaması ile yazılan, çizilen planlar İsrail’in istediği gibi gidiyordu. Ta ki Türkiye’nin atalarının hassasiyeti ile haykırıp sesini dünyaya duyurmasına kadar.
Yıllar sonra diplomatik arenada yine Türkiye ABD’yi alt etmeyi başardı. ABD, İsrail, Suudi Arabistan bloğunun engelleme çabalarına rağmen İstanbul’da İİT(İslam İşbirliği Teşkilatı) toplantısı sonucundaki bildirgede Kudüs Filistin’in başkenti olarak ilan edildi ve bu kararı 48 İslam ülkesi tarafından kabul edildi. Ardından 2.hamle geldi Türk Büyükelçiliği Kudüs’te açılacak.
BM genel kurulunda ABD tehditlerine rağmen 9’a karşı 128 oyla kabul edilen KUDÜS kararı İslam dünyasını şahlandırmıştır. 35 çekimser oy olsa da dünya ses vererek ABD’ye boyun eğmemiştir.
Bu gelişmelerde sivil toplum kuruluşlarının rolü ve desteği göz ardı edilemez. Başta Memur-Sen olmak üzere STK’ların yaptıkları basın bildirileri ve binlerce kişinin katıldığı mitingler birlik beraberlik içinde tek yürek olmanın örneğini sergilemişlerdir. Atalarımızın dediği gibi ‘Birlikten kuvvet doğar’.
21.yy’da önemli bir kavram haline gelen STK’lar devlet-toplum bütünleşmesinde birlikteliğin, dayanışmanın, gönüllülüğün ve dava bilincinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Velhasıl KUDÜS dirilişi; STK’ların önemi, TÜRKİYE’nin rolü ve İSLAM aleminin birlikteliği ile emperyalist güçlere boyun eğilmeyeceğinin işareti olmuştur…
ÖĞRETMEN
“BİRİNCİ SINIFTA KARAKTER DERSİ”
EMEKLİ MAAŞLARI VE İKRAMİYELERİ
İFTİRANIN VE BİLGİSİZLİĞİN SINIRI YOK
KUDÜS, TÜRKİYE VE SİVİL TOPLUM
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ