Trabzon 1 Şubesi

MAKAMLAR BASKI UNSURU OLARAK KULLANILMAMALIDIR

EĞİTİM-BİR-SEN TRABZON ŞUBESİ

2010-2011 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM SONU BASIN AÇIKLAMASI                           

                                                                                                                                          26.01.2011

Değerli Basın mensupları, değerli Trabzon kamuoyu, yönetici ve öğretmen arkadaşlarım memur, şef, teknisyen kardeşlerim sevgili öğrenciler;

 

Yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 700 bini aşkın eğitim çalışanı için 2010-2011 eğitim-öğretim yılının, birinci döneminin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Eğitim sisteminin köklü sorunlarının çözümüne yönelik radikal bir yaklaşım ortaya konulmadan ve eğitimcilerin mesleki performansını artıracak; onları, verdikleri hizmetin önemine yaraşır bir yaşam düzeyine taşıyacak güçlü adımlar atılmadan bir dönemin daha tamamlandığını üzülerek müşahede ediyoruz.

 

            Değerli basın mensupları sizlerle özellikle eğitim alanını ilgilendiren konularda görüşlerimizi paylaşmak istiyorum.

 

Danıştay’ın Başörtü Kararı Milletin Düşüncelerini Yansıtmıyor

Bizler artık bu konuda konuşmak yazmak fikir beyan etmekten utanır hale geldik. Yakın bir zamanda yüzüncü yaşını kutlayacağımız Cumhuriyetimize bu karar maalesef yakışmıyor. Ülke insanının aydınlanmasına destek olması gereken, yönetim kademelerinin en tepe noktalarında görev ifa eden insanların artık fildişi kulelerinden inerek halkın arasına katılmasını, içinden çıktıkları halkı tanımasını istiyoruz. Son zamanlarda yapılan ucube tartışmasının tarafı değiliz ama bu karar hukuk adına bir ucube olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Ekonomik Büyümeden Pay İstiyoruz

Mevcut iktidar popülist yaklaşımları benimsememek adına çalışanlara verilecek zamlar konusunda hep ketum davrandı. Geçtiğimiz yıl Memur-Sen’in toplu görüşmelerde gösterdiği performansla iyi bir sonuç elde edilmiştir ama bu yeterli değildir. Hükümet bu güne kadar kronik hale gelmiş birçok soruna el atmış, bir kısmını da çözmüştür. Ancak özellikle bordrolu çalışanların artık daha iyi bir hayat standardına ihtiyacı vardır. Her meslek grubunda farklı miktarda kazanç elde edilmesi doğaldır. Ancak asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, şefin, teknisyenin, hizmetlinin mali durumları ülkede kaydedilen ekonomik gelişmeyle paralellik arz etmemektedir. Özellikle eğitim çalışanlarının mali ve barınma sorunları olmamalıdır.  Bu ülkenin, çalışanlarını memnun edecek zenginliğe sahip olduğuna inanıyoruz. Yeter ki pasta pay edilirken hakkaniyetli davranılsın.

 

Sınav Odaklı Eğitim Sistemi Terk Edilmelidir

Eğitim sistemimiz, ana illetlerin gölgesinde, geçici müdahalelerle yürütülmeye çalışılmaktadır. Eğitim sistemimizin en önemli problemi sınav ve dershane odaklı oluşudur. Sınav ve dershane odaklı olmaktan kurtulmanın yolu, okullardaki yönlendirme çalışmalarının güçlendirilmesinden geçmektedir. Bireyin en önemli gelişim aşaması olan meslek seçimi, hayatı boyunca vereceği en önemli kararlardan biridir. Meslek seçiminin bilinçli bir yöntemle yapılması, hem kişi ve ailesi açısından hem de ülkenin geleceği açısından önem arz etmektedir.

Ayrıca okullarımızda değerler eğitimine gereken önem verilmeli, bin yıllık bir devlet geleneği olan ülkemizin sahip olduğu değerler yeniden ortaya çıkarılıp işlenmeli gerçek vatan ve millet sevgisi sloganların ötesine geçerek bu şekilde çocuklarımıza kazandırılmalıdır.

 

Yöneticiler 6 Saat Derse Girme Zorunluluğundan Kurtarılmalıdır

Eğitim kurumları yöneticilerinin aylık karşılığı haftada 6 saat derse girmeleri zorunluluğu esnetilerek, ‘6 saate kadar’ derse girmelerinin sağlanması bakımından ilgili mevzuatta değişiklik yapılmalıdır.

 

İkili Eğitim Yapan Okul Yöneticilerinin Ek Ders Ücretinde İyileştirmeye Gidilmelidir

Bir devlet memurunun haftalık çalışma süresi 40 saat olup, 40 saatten fazla yapılan mesaiye ücret ödenmektedir. İkili eğitim yapan okulların yöneticileri 07:00-18:00 saatleri arasında görev yaparak, haftada yaklaşık 55 saat çalışmaktadır.

 

150 Bin Öğretmene, 76 Bin Dersliğe İhtiyaç Bulunmaktadır

Tespitlerimize göre, Türkiye genelinde 150 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Bununla birlikte 250-300 bin öğretmen adayı da atama beklemektedir. Öğretmen açığının giderilmesi için en az 100 bin öğretmen hemen atanmalıdır. Evet devlet her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değildir. Ama gelecek için insan gücü planlamasını yapmak da devletin görevidir.

 

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde öğretmen açığı oldukça fazladır. Bu yörelerde çalışan öğretmenlere ücret anlamında pozitif ayrımcılık yapılarak, illerin durumuna göre, tazminat ödenmelidir.

 

Derslik başına ortalama 28 öğrenci düşmesi için toplamda 76 bin dersliğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açığın giderilmesi yönünde daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

 

Bilindiği gibi 10 Temmuz 2010 tarihinde yapılan KPSS’de yüksek puan alan, ancak sınavın iptal edilerek tekrar yapılmasıyla aynı başarıyı gösteremedikleri için puanları düşen öğretmen adaylarının birçoğu Kasım 2011’de yapılan öğretmen atamalarında kontenjana giremeyerek atanamamıştır. Kendileri dışında gelişen olaylar nedeniyle, herhangi bir kusurları olmamasına rağmen, yeniden yapılan sınavda atanma şanslarını kaybeden söz konusu öğretmen adayları mağdur olmuştur.

 

Sözleşmeli Öğretmenler Derhal Kadroya Geçirilmelidir

Milli Eğitim Bakanlığı’nda 70 bin sözleşmeli öğretmen çalışmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçişi için yapılan çalışmalar bir an önce sonuçlandırılmalı; Başbakanlıkta bekletilen düzenleme ivedilikle Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılarak Meclis’e gönderilmelidir.

 

Kadroya geçiş sürecine ilişkin bir takvim belirlenmeli, kadroya geçişleri sağlanan öğretmenler adaylık sürecinden muaf tutulmalıdır.

 

Ek Ders Ücretleri Artırılmalı, Vergiden Muaf Tutulmalıdır

Ekonomik kriz gerekçesiyle ek ders ücretlerinde şimdiye kadar bir artış yapılmamıştır. Ek ders ücretleri şurada ve kurum idari kurulunda aldığımız kararlar gereği mutlaka artırılmalıdır. Ayrıca, ek ders ücretleri vergiden muaf tutularak, vergi matrahına dâhil edilmemelidir. Yine ek ders köklü değişiklikler yapılarak branşlar bazındaki ikilik ortadan kaldırılmalı, hakkaniyetli bir düzenleme yoluna gidilmelidir.

 

Öğretmenlerin 2006 yılı öncesinde olduğu gibi, dersleri aylık ve ücret karşılığı ayrılarak haftalık ders dağılım çizelgelerinde ayrı ayrı belirlenmelidir. Öğretmenden kaynaklanmayan sebeplerden dolayı ders işlenememesi halinde derse gelen öğretmenlere ek ders ücreti verilmelidir.

 

Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı Gerekli Düzenlemelerden Sonra Yapılmalıdır

2005 ve 2006 yıllarında yapılan Kariyer Basamaklarında Yükselme sınavlarında başarılı olup kontenjan sınırlamasından dolayı değerlendirme sonucunda uzman öğretmenlik sertifikası alamayan öğretmenlere, Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak uzman öğretmenlik sertifikası verilmelidir.

 

Ayrıca bu konuyla ilgili yasal düzenlemeler ivedilikle yerine getirilerek öğretmenleri motive edici tarzda yeniden düzenlenmelidir.

 

Öğretmen Yer Değiştirme Yönetmeliğindeki aksaklıklar giderilmelidir

Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin değiştirilmesiyle birlikte bazı sorunlar meydana gelmiştir. Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda bu sorunların bir kısmının giderileceği belirtilmiş, ancak bu konuda henüz bir düzenleme yapılmamıştır.

 

Öğretmen yer değiştirme kapsamında; geçici süre ile başka eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin geçici görevde geçirdikleri süre yer değişikliğinde çalışma süresine dâhil edilmelidir.

 

Eğitim kurumlarının şartları dikkate alınarak hizmet puanlarının adil dağılımı yapılmamış, koşulları olumsuz olmasına rağmen bazı eğitim kurumları zorunlu hizmet alanları dışında bırakılmıştır. Eğitim kurumlarının şartları dikkate alınarak, hizmet puanları ve zorunlu hizmet alanları tekrar gözden geçirilmelidir.

 

Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sınıfı Dışındaki Personel İçin Unvan Değişikliği Sınavı Yapılmalıdır

Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki diğer hizmet sınıflarında görev yapan personelin yer değiştirmelerine ilişkin mevzuat çalışmaları yapılmalı; Bakanlık kadrolarında görev yapan tekniker, teknisyen, mimar ve mühendis kadroları için ihtiyaç durumu da dikkate alınarak unvan değişikliği sınavının yapılması çalışmaları başlatılmalıdır.

 

Genel İdare ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı Çalışanlarının Sorunları Çözülmelidir

Genel İdare ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı kadrolarında görev yapanların görev tanımları yapılmalıdır. Kadro, unvan ve hizmet sınıfları itibariyle kendileriyle ilişkisi olmayan alanlarda görevlendirme yapılmamalı. Gerek il içi ve gerekse iller arası yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar bir yönetmelikle düzenlenerek, atama ve yer değiştirme usulü öğretmenlerde olduğu gibi belli dönemlerde puan esasına göre il içinde valiliklerce ve iller arasında ise Bakanlıkça yapılacak şekilde düzenlenmelidir.

 

Okulların Temizlik Sorununun Çözümü İçin En Az 30 Bin Hizmetli Alınmalıdır

Eğitim kurumlarında, hizmetli yetersizliğinden dolayı temizlik ve sağlığa uygunluk yeterince sağlanamamaktadır. Okulların birçoğunda hizmetli bulunmamakta, her yıl açılan yüzlerce yeni okula yeterince hizmetli verilememektedir. Okullarda bulunan mevcut hizmetliler de yeterince verimli çalıştırılamamaktadır. Anadolu’nun birçok yerinde temizlik konusunda durum bütünüyle içinden çıkılmaz bir haldedir. Bu nedenle, Bakanlık okulların temizlik sorununu çözmek için en az 30 bin hizmetli alımı yapmalıdır.

 

Makamlar Çalışanları Korkutma Amaçlı Kullanılmamalıdır.

Kanundan gelen gücü insanları rencide etmek, korkutmak için, makamın ağırlığına ve değerine yakışmayacak şekilde kullanmak, sadece makamı düşürmez, makam sahibinin kişiliği hakkında da oldukça ayrıntılı bilgiler verir. Öğretmenler eğitimin ana unsurlarının başında gelir. Eğer ihmal edilir ve üstlerince değersiz kılındıklarını hissetmeleri eğitim sürecini en fazla baltalayacak yaklaşım olur. Unutmamalıdır ki öğretmen motivasyonuna zarar vermek bir binanın temeline dinamit koymak gibidir, yıkıcıdır. Zorla yapılan işten verim almak mümkün gözükmemektedir. Bu yönetim tarzı çağdışıdır.

 

            Değerli Basın Mensupları

            Kalkınmış toplumların eğitim sistemlerini de kalkındırdıklarını, geçici çözümlerden ziyade köklü tedbirlerle eğitim sorunlarını ele aldıklarını görmekteyiz. Bizim de artık genç nüfusumuzun bir irfan ordusu olarak yetişmesi için köklü bir eğitim reformuna ihtiyacımız vardır. Bir takım çalışmalar yapılmakta ama bunlar sorunun köküne inilemediği için sonuçsuz kalmaktadır.

 

Sayın veliler, değerli öğrenciler acısıyla tatlısıyla bir dönem bitti. Karne tatilini iyi değerlendirdikten sonra birinci dönemdeki eksiklikleri tamamlayarak yeni döneme başlamak ikinci dönemin daha başarılı olmasının ön şartıdır. Sayın veliler, çocuklarımız karnelerindeki notlarıyla değil, kendileri olarak bizim için değerlidir. Mutlaka düzeltilmesi gereken noktalar vardır ama kırmadan dökmeden dikkatli bir şekilde eksiklerin tamamlanmasına çalışılmalıdır. Yapılacak en güzel işlerden biri de iki haftalık tatil sürecinde kitaplardan uzak kalmamak ve okumaktır. Kitap okumayı ihmal etmeyin, ertelemeyin.

 

Bu düşüncelerle eğitim öğretim yılımızın ikinci döneminin ülkemiz ve eğitim camiasına hayırlar getirmesini diler teşekkür ederim.