Son olarak AKParti hükümetleri öncesindeki üçlü koalisyon hükümeti bazı yöneticilerle birlikte üniversitelerdeki Doçent ve Profesörlere aylık 400 TL iyileştirme zammı yapmıştı. Sıra Yardımcı Doçent, Öğretim Görevlisi ve Araştırma Görevlilerindeydi ki o hükümet gitti. AKParti hükümeti geldi. Geldiğinden beri akla gelebilecek işçi, memur her kesime defalarca iyileştirme yaptı. Öğretim Görevlilerine ise hiç iyileştirme yapılmadı. Ayrıca uzun yıllar düşük memura yüksek, yüksek memura düşük zam uygulaması yapıldı. Bu uygulamada Öğretim Görevlileri hep yüksek memur sayıldı ve en düşük zam oranında zam aldı. Arada bir yüksek düzeydeki memura ekstra iyileştirme yapıldı. Bu sefer de Öğretim Görevlileri düşük memur statüsünde işlem gördü ve iyileştirme zammı alamadı. Mezun ettikleri öğrencilerden bile çok daha düşük maaş almaktadırlar.Öğretim Görevlileri en son 1996 yılındaki Refah-Yol Hükümeti döneminde iyileştirmeden pay almıştı.

Maaşlara bir de rakamlar üzerinden bakalım. Bir Öğretim Görevlisi maaşı 1850 TL, Araştırma Görevlisinin ise 1900 TL’dir. Bu maaşlar branşlara göre değişmiyor. Bu maaşın 50 TL’si de öğretmenlere her eğitim yılı başında verilen eğitim ödeneğine karşılık verilen ödenektir. Maaşlar, Ankara ve İstanbul’daki Üniversitelerde biraz daha düşük, taşradaki(Özellikle Doğu Bölgelerindeki) Üniversitelerde biraz daha yüksektir. 30 Yıl hizmeti olan Yüksek Lisans yapmış bir Öğretim Görevlisinin maaşı2200 TL,Yardımcı Doçent maaşı da 2400 TL kadardır. Öğretim Görevlisi ve Araştırma Görevlileri kimlerdir? Tümü, bölümlerini başarıyla bitirmiş ve aranan kriterleri tutturmuş, ayrıca bilime de gönül vermiş kişilerdir.(Bu cümle ile diğer alanlarda görev alanların tümü vasat, başarısız demek istemedim. Sakın öyle anlaşılmasın) Bunların büyük bir kısmı da Üniversitelerin yüksek puanlı bölümlerinden mezun mühendislerdir (Bilgisayar, Elektrik, Makine, İnşaat mühendisi gibi). Aynı zamanda YüksekLisans ve Doktora yapmış ya da yapmakta olan kişilerdirler. Bu insanların aldıkları maaşları yukarıda belirttik.Diğer kamu kurumlarında(Üniversitelerin yapı işleri dedahil) çalışan mühendislerin maaşı 2500-3000 TL’dir. Başmühendis maaşı da 3000- 3500 TL’dir.   Öğretim Görevlisi ve Araştırma Görevlisine reva görülen bu düşük maaş, üniversitelerde ve diğer kamu kurumlarında çalışan memur veya işçi statüsündeki teknisyen, tekniker ve mühendis maaşlarının da altındadır. OCAK 2012 de Öğretim Elemanlarına aylık 500 TL’nin üzerinde iyileştirme beklerken sürpriz bir şekilde denge tazminatı düzenlemesiyle diğer kesimlere iyileştirme yapılmış,Öğretim Elemanlarına yapılmamıştır. Böylecearadaki maaş farkı 1000 TL’nin üstüne çıktı. Yardımcı Doçent, Öğretim Görevlisi, Okutman ve Araştırma Görevlisi maaşlarına bu 1000 TL’lik farkı giderecek zam acilen yapılmalıdır. Ayrıca memurlara verilen yan ödeme ödeneğinin Öğretim Elemanlarına da verilmesi gerekir. Çünkü bu ödeneğe yapılan zam ve iyileştirmeler, aradaki maaş farkını Öğretim Elemanlarının aleyhine büyütmektedir. Öğretim Elemanları gerçekten çok mağdur durumdalar. Bu kesimin mağduriyetleri ile ilgili söylenecek çok şey var. Fakat kişilikleri incinir diye söyleyemiyorum. Hafta sonlarında yapılan ÖSYM ve AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ Sınavlarında görev talep eden Öğretim Elemanlarından( Profesörler dahil) kaçı meslek sevgisi, kaçı da 60-80 TL’lik sınav ücretine ihtiyaç duyduğu için görev talep etmektedir diye bir anket yapılsa haklılığım çok daha iyi anlaşılır.Burada ek ders ücretini de yorumlamak gerekir. Bir Öğretim Görevlisinin ek dersinin 1 saatlik ücreti 8.9 TL’dir. Yasal olarak haftada 20 saat ek derse girebilir ve eğitim dönemi içinde ayda 300-500 TL ek ders ücreti alabilir. Ancak bu iki açıdan mümkün değildir. Birincisi 20 saat ek derse giren bir hoca, maaş karşılığı girdiği 12 saatle birlikte 32 saat yüklenir. Bu da haftanın bütün günleri sabahtan akşama kadar ders anlatması demektir ki böyle eğitim olur mu? İkincisi, pratikte bu kadar ek ders zaten olmuyor. Belki 3-5 saat veya hiç yok. Olsa bile 8.9 TL saat ücreti çok komik değil mi? Kaldı ki Araştırma Görevlileri yasal olarak hiç ders ücreti alamaz ve almamaktadır.Belde belediyelerinde dahi çalışan lise mezunu şube müdürü(Çoğunun Şubesinde kendinden başka çalışan da yok) memur 3 000 TL maaş almaktadır. Yetkililer ve ilgililer bu büyük farkı nasıl görmezler? Öğretim Elemanları bu kadar da ayaklar altına alınmamalıdır.

Ülkemizin bilimsel geleceği bu koşullarda bu Öğretim Elemanları ile ancak bu kadar ileri götürülebilir.Tabii ki bilimin tek ayağı maaş değil, ama çok önemli bir ayağıdır. Yetkililer bunu görmüyor mu yoksa umursamıyor mu bilemiyorum. İnşallah bu sesi duyarlar. Eğer bilimi umursamayıp, teknolojiyi hep ithal ederek ülkeyi ayakta tutacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Sadece cep telefonu, bilgisayar ve enerji teknolojilerine bakalım. Çok pahalı ve sürekli gelişiyor. Sadece satın almakla nereye kadar gidilir siz takdir edin. Ayrıca diğer sanayi teknolojilerini de  bir düşünün.Lütfen bilimle uğraşanları unutmayın ve gözden çıkarmayın.En alt düzeyde maaş takdir ederek sefil etmeyin.Diğer kurumlarda çalışan personelin mağduriyetleri ile ilgili Kurum Amirleri ve ilgili Bakanların sürekli çalışma yaptığını görmekteyiz. Ancak Öğretim Elemanları ile ilgili kayda değer bir çalışma görememekteyiz. Güzel Ülkemizin önünü açın. AKParti Hükümetine ve Başbakanımıza bu yakışır.

Uzun söze gerek yok. YardımcıDoçent, Öğretim Görevlisi, Okutman ve Araştırma Görevlilerinin maaşlarına acilen 1000 TL zam yapılmalıdır. Bu yapılmalı ki en azından bir Yüksek Mühendis Öğretim Görevlisi maaşı, diğer kamu kurumlarındaki mühendis maaşına veya belde belediyesindeki Şube Müdürü maaşına, Yardımcı Doçent maaşı da diğer kurumlardaki Başmühendis maaşına denk gelebilsin. Mühendislik branşındaki Öğretim Elemanları için bu mutlaka yapılmalıdır. Diğer branşdaki Öğretim Elemanları için başka kurumlardaki meslektaşları dikkate alınarak zam oranı ayrıca değerlendirilmelidir.

Artık sözleşme dönemi geldi. Zam taleplerinde; Öğretim Elemanlarının birinci sıraya yerleştirilmesi gerekmektedir.

Bu düşüncelerimin yetkili ve ilgililerce ön yargısız değerlendirilmesini diliyorum. Durumun acilen ilgililer ve yetkililerce değerlendirilip çözülmesini umuyor, saygılarımı sunuyorum.

Öğr.Gör.Saffet KAHVECİ

2011-2012 yılı köşe yazısı