Sorunların Kaynağı Biz Değiliz
Şubemiz, Bakanlığın bazı uygulamaları ve Bakan Ömer Dinçer’in tepki çeken açıklamalarını protesto etmek amacıyla valilik önünde bir basın açıklaması yaptı. Üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirilen eylemde konuşan Şube Başkanımız Mehmet Kara bir okulumuzdaki öğretmenimize yapılan ahlaksızca saldırıyı kınayarak ve sorumluların bir an önce hak ettiği cezayı çekmesi temennisiyle sözlerine başlayarak şöyle devam etti:
‘Maalesef öğretmenin sahipsizliği en tepeden başlayarak buralara kadar uzanabiliyor. Başka bir kurumda kamu çalışanının şiddete maruz kalması sonrasında bakandan en alt kademedeki çalışana kadar gösterilen tepkiyle eğitim camiasındaki sessizliği sizlerin takdirine bırakıyorum’.
Değerli Arkadaşlar;
Bir eğitim-öğretim döneminin daha sonuna yaklaşmış bulunmaktayız. Ancak 2011 yılı bizim için iyi izler bırakarak bitmemiş, 2012’de iyi başlamamıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa zam oranları belirlenemeden Ocak maaşları verilmiştir. Ustalık performansı bu olmasa gerek.
Bildiğiniz gibi 20 Ocak 2012 Cuma günü yaklaşık 15 milyon öğrencimiz karnelerini alacak. Kimi sevinecek kimi üzülecek. Bizler de onların sevinciyle sevineceğiz, üzüntülerini paylaşarak azaltmaya çalışacağız. Ama notları ne olursa olsun onları çocuklarımız olduğu için seveceğiz.
Değerli basın mensupları;
12 Haziran’da yapılan genel seçimler sonrasında kurulan 61. Hükümetin Milli Eğitim Bakanı göreve geldiğinden beri yaptığı her açıklamasıyla öğretmen camiasında hayal kırıklığı yaratmış ve adeta gelen gideni aratır olmuştur.
Sayın Bakanın reformlar yapmak istemesini biz de destekliyoruz. Bakanlıkta gerçekten değişime, dönüşüme, tepeden tırnağa bir yenilenmeye ihtiyaç var. Ancak bütün bu çalışmaların eğitim çalışanları ile birlikte yapılabileceği unutulmamalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak bu güne kadar hep yapıcı olmaya, kelimelerin gücüne inanmaya çalıştık. Hükümeti, demokrasi yolunda atacağı adımlar için destekledik. 2010 yılında yapılan referanduma, demokrasiye olan inancımızdan dolayı destek verdik. Bu referandum sonucunda elde ettiğimiz kazanımların bir kısmını da somut olarak görmeye başladık. Ancak yaklaşık 2.5 milyon çalışanı yakından ilgilendiren toplu sözleşme yasasında yaşanan gecikmeler ve ipe un serme girişimleri can sıkıcı hale gelmiştir. Şike ve teşvik yasasında, milletvekili zammında acele eden parlamentonun bu yaklaşımı toplum vicdanını yaralamıştır. Bizim hiç kimsenin kazancında gözümüz yoktur, ancak ülkenin kalkınmasından, ekonominin büyümesinden, artan ihracattan payımıza düşeni almakta en tabii hakkımız olsa gerektir. Sayın Başbakanımız iktidara talip olduğu ilk dönemde bizden üç yıl bir şey beklemeyin demişti. O dönem kendisine hak verdik ve bekledik. Bizler eğitimciyiz ve vakar sahibi insanlarız, iktidar gelecek yıllarda verdiği sözlerin altında ezilmek istemiyorsa gereğini yapmalıdır, beklentimiz budur.
Değerli Basın Mensupları, Değerli Eğitimci Arkadaşlarım;
Yıllardır beklenen Milli Eğitim Teşkilat Yasası değişmiş, Merkez ve Taşra teşkilatı yapılanmaları devam etmektedir. Bu itibarla yeni yapılanmada görev alan arkadaşlarımıza hayırlı olsun diyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. Ancak yasaların değişmesiyle her şeyin iyiye gideceği de düşünülmemelidir. Çünkü daha değişmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyoruz. Olumlu her değişimi destekleriz ve tarafında oluruz ama Milli Eğitim Bakanlığındaki bütün sorunların kaynağı öğretmenmiş gibi gösterilmesine de karşıyız.
KATSAYIYI,
KAMUSAL ALANI,
KESİNTİSİZ EĞİTİMİ,
SÖZLEŞMELİLİĞİ eğitim çalışanları olarak bizler icat etmedik.
Geldiğimiz noktada;
1- 28 Şubat eseri olan ve mesleki eğitimi bitiren katsayı problemi çözülmüştür.
2- Kesintisiz eğitim dayatmasının sona erdirilmesi girişimi bizim de her
zaman desteklediğimiz bir yaklaşımdır. Bu anlamda 1+4+4+4 şeklinde planlanan yapılanmayı destekliyoruz. Hatta daha ileri bir adım olarak söylüyorum. Eğitim ve öğretimde bitirme/sorumluluk sınavları ile dışarıdan temel eğitimi bitirme imkanı da sağlanmalıdır.
3- Süt izni ve doğum izni gibi konularda sendikamızın çabalarıyla kazanımlar
elde edilmiştir. Doğum sonrası 6 ay ücretli veya yarı ücretli izin verilmesi uygulamasına geçilmelidir.
4- 4-B’li sözleşmeli personel yine sendikamızın çabaları sonucu kadroya
geçirilmiştir.
5- 19 Mayıs kutlamalarının bayramların adına yaraşır şekilde yapılması
girişimini de destekliyor bunu olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bütün bayramlara katılımcılığın önü açılmalı, amirler memnun olsun diye bayram yapma fikrinden çalışanlar kurtarılmalıdır.
6- Öğretmenevi aidatlarının kaldırılmış olmasını önemsiyoruz. Bununla birlikte
öğretmenlerimiz hala öğretmenevlerinde ev sahibi olamamaktadır. Gittikleri birçok yerde öğretmenevlerinden yararlanamamakta, kendilerine başka otel ya da ya da misafirhaneler adres gösterilmektedir.
Değerli Arkadaşlar,
Geçmiş yıllarda dile getirdiğimiz ve hala çözülememiş, kronikleşmiş sorunlardan da bahsetmek istiyorum.
1-Okullarımızda yardımcı personeli sorunu hala devam etmektedir.
2-Okullarda ödenek sıkıntısını gidermeye yönelik bir adım atılmamıştır. Müdür soruşturmaları hala devam etmektedir.
3-Yeteri kadar öğretmen atanmamakta, dersler ücretli öğretmenlerle yapılmaktadır.
4-Kariyer basamaklarında yükselme sınavı senelerdir yapılamamaktadır.
5-Okullarda gerekli büro işlerini yapacak çalışan istihdam edilmemektedir.
6-Ek derslerle ilgili sorunlar hala çözülememiştir. Yöneticilerin derse girme sorumluluğu devam etmektedir.
7-Ek ödeme adıyla yapılan düzenleme çalışma barışını zedeler hale getirmiştir.
8-Üniversitelere yeteri kadar ödenek ayrılmamakta ya da kaynakların yerinde kullanımı kontrol edilmemektedir.
9-4-C’li personel için bir yıl hala 12 ay olamamış, bu arkadaşlarımızın aile yardımı ve damga vergisi sorunu da hala çözülememiştir.
10-Kamu çalışanlarının ve öğrencilerin maruz kaldıkları kılık kıyafet dayatması çözümlenememiş, özellikle okul kıyafeti lobisi mağlup edilememiştir. Kamusal alan hikayeleri ve teamüllere sığınan yöneticilerimiz hala 28 Şubat süreci uygulamaları devam etmektedir.
11-Şike ve teşviki özendirici yasa bir haftada iki kere görüşülüp onaylanmış; toplu sözleşme yasası 17 ay bekletilmiştir.
13-Milletvekili maaşlarıyla ilgili düzenleme kısa sürede ikinci defa ele alınıp karara bağlanmış, öğretmen, öğretim görevlisi ve diğer bazı kamu çalışanlarının ek ödeme sorunu görmezlikten gelinmiştir.
Değerli basın mensupları;
Ülkemizde yaşanan demokratik ve ekonomik gelişmeleri görmüyor değiliz. Yetkilerimiz milli gelirin yükseldiğini iddia etmektedir. Bizlerde bu ülkenin vatandaşıyız. Bizim beklentimiz ülkemizin bu alanda elde ettiği kazanımlardan bütün ülke vatandaşlarının eşit şekilde pay almasıdır. Öğretmenlik mesleği sadece para karşılığında yapılmayacak kadar değerli ve onurlu bir meslektir. Ama bu onuru başımızdakilerin de fark etmesini istiyoruz.
Kıymetli Anne ve Babalar;
Eğitim almak, Başarılı olmak, ödül almak elbette çocuklarımız için önemsediğimiz ve bizleri sevindirecek bir davranıştır. Unutmamalıyız ki eğitim bir süreç işidir. Çocuğumuzun başarısında, davranışında, iyi bir insan olmasında onlar kadar bizimde etkimiz vardır. Onlar için istemenin ötesinde de yapacağımız çok şeylerin olduğunu düşünüyoruz. Çocuklarımız için en iyi kazanım aldıkları başarı ödülleri, iyi karneler değil, kazandıkları değer ve iyi kişiliktir. Kötü notlar değişebilir. Önemli olan bakış açılarımızı değiştirebilmemizdir. Dönem sonu teselli ve desteğe ihtiyacı olan çocuklarımıza, şefkat göstermek en önemli görevimiz olsa gerektir.
Değerli basın mensupları;
Bir eğitim öğretim dönemini geride bıraktığımız bu günde ilginize teşekkür eder, tüm eğitim çalışanları, veli ve öğrencilerimize hayırlı tatiller diler, sorunsuz ve başarılı nice dönemler geçirmeyi yüce Allahtan niyaz ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Yağmur altında yapılan basın açıklamamız hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
