Haber
2012-11-24 11:40:32
Öğretmenler Günü’nü kutlamıyoruz

Değerli Basın Mensupları ve Katılımcılar,

 

“Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik” raporumuzu açıklayacağımız basın toplantımıza hoş geldiniz. 

Eğitim-Bir-Sen olarak, 23. Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda aldığımız ve sonuç bildirgesinde de yer verdiğimiz “Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri yapılmamalı ve hiç kimse kutlama mesajı yayınlamamalıdır” kararı doğrultusunda Öğretmenler Günü’nü kutlamıyoruz.

Öğretmenler Günü’nü kutlamama kararı almamızın başlıca gerekçelerini;

-Ülkenin geleceğini inşa eden eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin fedakârlığının görmezden gelinmesi,

-İtibar kaybına uğratılması,

-Ek ödemeden mahrum edilerek kamuda en az maaş alan çalışan konumuna düşürülmesi,

Ayrıca, 18. Milli Eğitim Şurası’nda alınan;

  • ·         “Öğretmen ve yöneticilerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi amacıyla her yıl

kasımayında bir maaş tutarında ikramiyenin verilmesi,

  • ·         Ek ders ücretinin 12 TL’ye çıkarılması,
  • ·         Görev alınan projeler için ek ders ücreti tahakkuk ettirilmesi,
  • ·         Eğitim kurumu yöneticilerine makam tazminatı ödenmesi ve
  • ·         Ek ders ücretinin maaşlara, ek ödemenin ise emekli maaşlarına yansıtılması

kararları da hayata geçirilmemiştir.

**************    *************     ************     ************

 

Öğretmenlere yönelik bu taleplerin, 4+4+4 kesintili ve kademeli yeni eğitim sistemi, Milli Güvenlik Dersinin kaldırılması, din eğitim ve öğretimine ilişkin özgürlük alanının genişletilmesi, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı başta olmak üzere seçimlik ders sayısının artırılması, meslek liselerine yönelik katsayı dayatmasının sona erdirilmesi, yükseköğretimdeki başörtüsü yasağının sona erdirilmesi gibi son derece önemli ve millet iradesine dayanan reformların gerçekleştirildiği bir dönemde dahi karşılanmamış olmasını anlamakta zorluk çekiyoruz.

İlme, irfana ve âlime saygıyı esas alan bir medeniyetin devamı olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri kutsal mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygı bile çok görülmektedir.

Biz, öğretmenliğin ne kadar yüce bir meslek olduğunu sadece 24 Kasımlarda haykıranlardan olmayacağız. Biz, öğretmenlerimizin hak ettiği saygıyı gördüğü bir Türkiye resmi oluşturuncaya kadar her zaman ve zeminde öğretmenin değerini haykırmaya devam edeceğiz.

“Öğretmenler yetersiz ve çalışmıyor” gibi yaklaşımları kabul etmemiz mümkün değildir. Temennimiz, öğretmenlerin yeterliğini, fedakârlığını, diğerkâmlığını ve mensubu olduğu topluma hizmet etme aşkını bütün toplumun görmesidir.

Tarihimiz, öğretmenlerin üstlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiğini belgeleyen örneklerle doludur. Öğretmenlerimizin bu başarısının devam etmesi; maddi ve manevi olarak rahat olması, yaptığı işten haz duymaya devam etmesiyle yakından ilgilidir. Bütün bunları sağlayacak olan bizatihi siyasi iradedir.

 

 

Değerli Basın Mensupları,

Bu girişten sonra, “Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik: Retorik ve Pratik” raporumuzdan bazı başlıkları sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

 

Öğretmenlerin Sorumluluğu Çok, Karar Yetkisi Yok

Öğretmenlerin eğitime ilişkin en temel konularda bile karar yetkisi, ya sınırlıdır ya da hiç yoktur. Müfredatın belirlenmesi ve yenilenmesi, kitap seçimi, okul fonunun kullanılması, öğrencilerin sınıf tekrarı yapıp yapmayacağına karar verilmesi, disiplin kurallarının belirlenmesi gibi çok sayıda temel konuda öğretmenlerin görüşleri ya dikkate alınmamakta ya da çok az dikkate alınmaktadır.

 

Alan Sınavı Yapılmalıdır

Birçok ülkede öğretmenler atanırken ya da öğretmenlik lisansı alırken alan bilgisi sınavına girmektedir. Türkiye’de ise öğretmenler seçilirken herhangi bir alan sınavı yapılmamaktadır. Yapılan araştırmalar, öğretmen adaylarının kendi alanlarında sınav yapılmasına olumlu baktıklarını ortaya koymuştur. Bu çerçevede, öğretmenliğe atanmaya esas sınavda alan bilgisi de ölçülmelidir.

 

Öğretmenler, toplum ve yönetim kademesinde saygınlık konusunda oldukça karamsardır. Öğretmenlerin çoğunluğu, MEB’in öğretmene yeterince değer vermediğini, maaşlarının yetersiz olduğunu ve mesleklerinin yeterince saygın olmadığını düşünmektedir.

 

Öğretmen İstihdamında İlave Ödemelerle Adalet Sağlanmalıdır

Birçok gelişmiş ülke farklı bölgelere göre öğretmen dağılımını dengelemek için, coğrafi konuma veya bölgesel gelişmişlik düzeyine göre öğretmenlere farklı ücretler ödemektedir. Benzer bir uygulamaya ülkemizde de gidilerek her bölge için istihdam özendirilmelidir.

 

Genç Öğretmen Nüfusu Avantaja Dönüştürülmelidir

Türkiye’de 30 yaş ve altı öğretmen oranı yüzde 27, 40 yaş altı öğretmen oranı ise yüzde 69’dur. Türkiye, genç öğretmen oranı açısından diğer bütün OECD ülkelerinden çok daha avantajlı bir durumda görünmektedir.

 

Pek çok çalışma, genç öğretmenlerin eğitimde değişim ve yeniliklere karşı daha açık, olduklarını göstermiştir. Genç öğretmen sayısı eğitimde avantaja dönüştürülebilmelidir.

 

Öğretmenler Emekli Olmak İstemiyorlar

Emeklilikteki maaş kaybı, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını tehdit edecek seviyeye ulaşmıştır. Bu doğrultuda öğretmenlerin ek göstergelerinin yükseltilmesi, ek ödemelerin ve ek ders ücretlerinin emekli maaşlarına yansıtılması yönündeki taleplerin uygulamaya dönüşmesi gerekmektedir.

 

Çalışma Hayatında Kadın-Kadın Eşitliğinin Sağlanması İçin Başörtüsü Yasağına Son Verilmelidir

Türkiye’de kadın öğretmen oranı, her düzeyde OECD ortalamalarının altındadır. Bunun nedenlerinden birisi de kamu sektöründe halen uygulanmakta olan başörtüsü yasağıdır. Bu yasak, sağlanan demokratik gelişmeler paralelinde derhal kaldırılmalıdır. Bunun için daha etkili çözüm çağın gerisinde kalmış kılık kıyafet yönetmeliğinin kaldırılmasıdır.

 

Ek Ödemeler Artırılmalı, Maaşlarda İyileştirme Yapılmalıdır

Öğretmen maaşlarını karşılaştırırken ülke ekonomik şartları arasındaki farklılıkları göz önünde bulundurmak mecburidir. Ülkemizde Mesleğe yeni başlayan bir sınıf öğretmeninin aldığı maaş OECD ortalamasından %19, lise öğretmeninin aldığı maaş ise %21 daha düşüktür. Öğretmen maaşları iyileştirilmeli ve tecrübenin maaşa etkisi yeniden düzenlenmelidir.

Türkiye’nin ekonomik büyümesinin öğretmen maaşlarına yansıtılması sonucunu doğuran bir artış ivedilikle yapılmalıdır.

2011 yılında yürürlüğe giren 666 sayılı KHK ile diğer birçok kamu çalışanının maaşında önemli bir iyileştirme yapılırken, öğretmenlere yönelik iyileştirmeden kaçınılmıştır. Bu düzenlemenin, öğretmenlerin taleplerini dikkate alacak şekilde yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç vardır.

Türkiye’de Öğretmenler OECD Ortalamasının Üzerinde Çalışıyor

Öğretmenin iş yükü yalnızca öğretim saatine bakılarak değerlendirilmemelidir. Öğretmenlerin okulda bulunması gereken saat esas alındığında, Türkiye’de öğretmenlerin çalışma saati 1800 saat civarındadır ve OECD ortalamasının 1.678 saat üzerindedir.

 

OECD Ortalaması Baz Alındığında Türkiye’nin Öğretmen İhtiyacı

285 Bindir

Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından OECD ortalamaları esas alınırsa, Türkiye’nin bu ortalamaları yakalaması için, ilköğretim düzeyinde yaklaşık 175 bin, ortaöğretim düzeyinde ise yaklaşık 110 bin olmak üzere toplam 285 bin yeni öğretmen istihdam etmesi gerekir. Bu durum Şubat ve Ağustos’ta en az 100 bin atama yapılmasını gerekli kılmaktadır.

 

Değerli Basın Mensupları

Bugünkü açıklamamızda “Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik” raporumuz üzerinden öğretmenliğin ve öğretmenlerin durumunu ortaya koyduk. Ancak eğitim sisteminin nitelikli bir hale gelmesi ve bireylere hak ettikleri düzeyde eğitim hizmeti sunması, sadece öğretmenlere yönelik çalışma ve iyileştirmelerle sağlanamaz. Eğitim sisteminin içerisinde görev alan bütün kamu görevlileri, bizim için eğitim çalışanı sıfatıyla önemli ve değerlidir. Bu nedenle öğretmen dışındaki eğitim çalışanlarının (hizmetlinin, memurun, şefin, güvenlik görevlisinin, mutemedin, saymanın, tekniker ve teknisyenin, şoförün, aşçının, şube müdürlerinin, mühendislerin, denetmenlerin, akademisyenlerin ve üniversite idari personelinin) hem mağduriyetlerini giderecek hem de haklı beklentilerini kazanıma dönüştürecek bir süreci başlatmak durumundayız. Bütün eğitim çalışanlarının sorunu çözülmedikçe, hak ettikleri maaş verilmedikçe, insan onuruyla bağdaşır çalışma şartlarına kavuşturulmadıkça eğitim sisteminde sürdürülebilir bir reform gerçekleştirmek hayaldir. Kutlamayacağımız öğretmenler gününe iki gün var, bütün eğitim çalışanlarının GÜN GÖRMESİNİ sağlayacak adımların acilen atılmasını bekliyoruz.

 

 

Eğitim-Bir-Sen Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Adına Vedat UZUNER Basın Sekreteri

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen