Haber
2016-12-25 12:43:31
Her Şey Bizimle Başlar

Eğitim Bir Sen Trabzon 2 No’lu Şubesi işyeri temsilcileri toplantısı Akçaabat Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi konferans salonunda yapıldı.

Programa İl Başkanı Mehmet Kara, İl başkan yardımcıları, Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçınyayla, Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanı Mehmet Baki Öztürk katıldı.

Programda sendika eğitim formatörleri Recep Kurt, Sedef Yalçın Kaplan ve Veysel Kurt da hazır bulundu.

Sedef Yalçın Kaplan’ın sendikal algı, medya kullanımı ve beden dili konularında yaptığı sunumdan sonra söz alan Veysel Topal da sendikal kazanımlar, bunlara yönelik manipülasyonlar ve kazanımların alanda nasıl anlatılacağına dair sunum gerçekleştirdi.
Sendika eğitim formatörü Recep Kurt sendikal gelişimin tarihçesinden günümüze kadar Eğitim Bir Sen’in kuruluşu, geçirdiği merhaleler ve bugnlere gelişine dair anekdotlarla donatılmış zengin bir sunum yaptı.
Programda bir selamlama konuşması yapan Mehmet Kara ‘Zaman zaman teşkilatımız mensuplarını gerek eğitim gerekse de daha farklı etkinlikler için hafta sonları bir araya getiriyoruz. Belki de ailesi, çoluk çocuğu ile güzel bir hafta sonu gerçekleştirecekken bizim programları tercih ediyorsunuz. Bunun içim sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Ayrıca yoğun programına rağmen aramızda olan genel başkan yardımcımız Hasan Yalçınyayla ve programda olmamasına rağmen bizleri kırmayarak aramızda olan Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanımız Sayın Mehmet Baki Öztürk hocama teşekkür ederim, dedi.

İl başkanı Mehmet Kara’nın ardından bir konuşma yapan Genel Başkan yardımcısı Hasan Yalçınyayla Eğitim Bir Sen tarihine kısa bir yolculuk yaparak rahmetli Mehmet Akif İnan’ın yola çıktığında kendisine sorulan bir cevaba verdiği yanıtı dile getirdi. Ne işin var senin sendikacılıkla diye sorulunca “Öncelikle ne kadar vesayet odağı varsa hepsini ifşa edeceğim, ayrıca benim gibi düşünmese bile, benim inancıma ideolojime sahip olmasa bile, haksızlığa, zulme, ayrımcılılığa uğrayan ne kadar insan varsa hepsinin yanında duracağım” diye cevap verdiğini anlattı.

Yalçınyayla konuşmasını şöyle sürdürdü: “28 şubat döneminde yeteri kadar sesimizi çıkaramadık, bazı şeylere engel olamadık, her zaman darbelerin ve vesayetin karşısında dursak da bugünkü kadar gür ses çıkaracak bir konumda değildik. Yayaşadığımız dönem, yaşadığımız tarih darbeler tarihi olarak anılıyordu. 1950’de başlayan çok partili hayat ilk olarak 1960 darbesiyle kesntiye uğradı ilk olarak. Dönemin bakanları, başbakanı idam edildi. Neredeyse yine bir on yıl sonra 1971’de 12 Mart Muhtırası geldi, 12 Eylül 1980’de bir darbe daha yaşadık. Daha sonra 28 Şubat 1997’de postmodern darbeyi yaşadık. 27 Nisan 2007’de e muhtırayı yaşadık. En acımasızı, en haini, en zalimi ise 15 Temmuz’da yaşanan darbe görünümlü işgal girişimiydi. Eğer 15 Temmuz’da bu teşkilat olmasaydı bugün darbe gerçekleşmiş olurdu. O gece siz sokağa çıkmamaış olsaydınız bu gün biz buralarda olamazdık. O gece daha hiçbir siyasi partinin temsilcisi dışarı çıkmadan, sokağa çıkmadan bu teşkilatın genel başkanı “ben alana iniyorum, sokağa çıkıyorum, herkes alana insin” diye mesaj yolladı. Biliyoruz ki bugün sokağa inmesek yarın çocuklarımızın başına hiç de yaşamalarını istemeyeceğimiz şeyler gelecektir. Her olay bir sonuçtur. 15 Temmuz süreci yeniden dirilip ayağa kalkacağımız, dostu düşmenı ayırt edeceğimiz bir fırsatı da bize vermiş oldu.

Üyesi olduğunuz teşklat milletin değerleriyle, ilahi değerlerle barışık bir teşkilattır. Bu nedenle bu teşkilatın her bir üyesi görevi konumu ne olursa olsun teşkilatına sahip olmalı.

Bizim gibi düşünse bile liyakatı yoksa, haksızlık yapıyorsa, böylesi arkadaşların aramızda yeri yok.

Genel başkanımız Ali Yalçın’la yola çıkarken teşkilat mensuplarımızın akademik seviyede eğitimlerini sağlamak ve fırtınalı zamanlarda da teşkilatına sahip çıkmalarını sağlamak. Her bir işyeri temsilcisi bulunduğu yerde genel başkanın birer temsilcisi olmak durumunda.

Özlük ve özgürlük mücadelesi olan sendikacılığı iyi yapacağız. Büyük resme bakmak lazım. Herkes kendi bulunduğu yerden bakarsa dar çerçevede görür. Siyasi irade belirsizliğinin olduğu bir dönemde toplu sözleşme imzaladık. O dönemin hükümeti masaya 8 milyar TL ile gelirken cebinden çıkan 20 milyr TL oldu. Bunların her bir kuruşu çalışanların oldu değerli arkadaşlar. Biz nöbet ücretini masaya getirdiğimizde haftada beş TL ile masaya geldi hükümet ama bu gün geldiğimiz nokta ortada. Kaldı ki 2017’de bu miktar daha da artacak.

15 Temmuz sonrası kanmuda ihraçlar yaşandı. Bundan en fazla eğitim çalışanları etkilendi. Bu konuda farklı sendikalar alanda farklı cümleler kullanıyor. Biz, kardeşimiz dahi olsa bu işe bulaşmışsa asla yanında olmayacağız. Ama her ne şekilde olursa olsun haksızlığa uğrayanın da yanında olacağız. Bunu kastamonu Üniversitesi’nin önünde yaptığımız eylemle de gösterdik. Bu nedenle özellikle ohal sürecinde daha dikkatli, titiz davranmak durumundayız, durumundasınız.

Özellikle bu hafta sonu başta siz değerli temsilciler olmak üzere burada bulunan başkanıma ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlara teşekkür ediyorum, hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.

Program, Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanı Sayın Mehmet Baki Öztürk’ün temsilcilere yaptığı motive edici konuşma ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen