EĞİTİM-BİR-SEN BİRLİĞİNİ PEKİŞTİRDİ
Nisan ayı İl Divan Toplantımızı Genel Başkan Yardımcımız Ali YALÇIN’ın katılımıyla İkram Sofrası tesislerinde yaptık. Toplantıya İl Başkanı Mehmet KARA, yönetim kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri, Üniversite ve Yurt-Kur temsilcileri, kadınlar komisyonu üyeleri, okul temsilcileri ile önceki dönem başkanlık görevinde bulunmuş Hasan DİLEKOĞLU ve Arslan BALTA da katıldı.
Genel Başkan Yardımcımız Ali YALÇIN toplantıda yaptığı konuşmada sendikal gelişmelerle ilgili tarihsel bir bakış açısı çizdi. YALÇIN muhafazakâr kesimin sendikacılığa geçmişten kaynaklanan acı hatıralar ve yaşanan kötü tecrübeler nedeniyle uzak baktığını, kurucu genel başkan Mehmet Akif İNAN’ın da aynı zor süreçleri yaşadığını dile getirdi.
Ali YALÇIN konuşmasında ayrıca dört duvar arasında masaları yumruklayarak, kahrolsun diyerek sorunları çözmenin mümkün olmadığını ve sendikaların sorunları diliyle, sözüyle düzeltme yeri olduğunu dile getirdi. Bu nedenle ülkede işlerin yolunda gitmediğini fark eden, kalbiyle buğz etmekle yetinmeyen herkesi sendikal mücadeleye destek vermeye davet ettiğini belirtti.
1992’den beri Türkiye’de sendikacılığa yeni bir vizyon ve soluk getirdiklerini dile getiren YALÇIN ‘Eğitim-Bir-Sen her zaman halkla beraber olmuş, halkın yanında olmuştur, çünkü halkın içinden gelen vatan evlatlarının buluştuğu yerdir. Eğitim-Bir-Sen hiç kimseyi düşüncesi, giyimi, mezhebi, meşrebi, cemiyeti, cemaatine göre değerlendirmemiş, herkese kucak açmıştır bu gün gelinen noktada 230 bin üyeye ulaşmanın altında yatan da budur. Eğitim-Bir-Sen geçen yirmi bir yılda bu noktaya gelmişken başka oluşumlar bir gecede on binlerce üye kaydedebilmişlerdir, dedi.
Ali YALÇIN ‘bu ülkede beşli çete oluşumları içinde yer alanlar, darbecilerden brifing adı altında emir ve talimat alanlar olmuştur ve bunlar sendikacılık adına yüz karasıdır, biz, sendikacılığı ayağa kaldırmaya, dik duruş sergilemesini sağlamaya çalışıyoruz mücadelemiz bu yüzdendir.
Geçtiğimiz yıl verdiğimiz toplu sözleşme mücadelesinde verilmeyen, her türlü alt yapısı hazırlandığı halde son anda masadan kaldırılan eğitim çalışanlarının ek ödemesinin bu devlete maliyeti üç yıl için toplasan en fazla 3 milyar dolardı. Oysa 28 Şubat sürecinde batık bankalar marifetiyle bu millete ödettirilen fatura 381 milyar dolardır. Varın karşılaştırmayı siz yapın. Sırf ek ödeme üzerinden kirli bir propagandayla sendikamıza saldıranlara konuşmaya hakları olmadığını anlatmak için toplu sözleşmenin mimarı Eğitim-Bir-Sen’dir demenizi beklerim. Toplumsal sözleşmeye ‘evet’ diyen Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen iş güvenceli toplu sözleşmenin de baş mimarıdır ve ek ödeme konusunda söyleyeceklerimiz bitmemiştir. Yerigeldiğinde yine sözümüzü söyleyecek yine taleplerimizi masaya getireceğiz. Bize çaresizce, tutacak hiçbir dalı kalmadığı için ek ödeme ile saldıranlara üyelerimizin, kardeşlerimizin şunu sormasını beklerim: ‘beş yıl yetkili olarak masaya oturduğunuz dönemde eğitim çalışanlarına ne kazandırdınız?
Toplantı soru-cevap bölümünün ardından bitirildi.
