Basın Açıklaması TOP.SÖZ. 17 Ağustos 2019
Değerli basın mensupları,
Hepinizin yakından takip ettiği ve bildiği gibi
5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri,
1 Ağustos günü gerçekleştirilen ilk oturumla başladı.
16 Ağustos’ta yani dün itibariyle de Kamu İşveren Heyeti, masaya ilk teklifini sundu.
Kamu İşvereni, görüşmelerin 16 gününde,
bizim tekliflerimizin kendisine iletilmesinden
tam 22 gün sonra masaya teklif sundu.
Kamu İşverenin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklif;
gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip.
Kamu İşvereninin teklifi;
“teklif gecikti” siteminin ve tepkisinin ötesinde
“teklif geçiştirildi”,
“masa önemsizleştirildi” ve
“alın terimiz değersizleştirildi” tespitlerini
ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi
hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir.
Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi;
Kamu İşvereninin
masaya geç teklif sunma gayretinin ve
sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir.
Kamu İşveren Heyetinin
geç kalmış ve geçiştirmeye odaklanmış
teklifinin içeriğinde;
bize teklif edilmesi bir tarafa
masanın çevresinde dahi terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor.
Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif;
“Güçlü Türkiye imkansız”,
“Büyük Türkiye anlamsız” ve
“Yeni Türkiye gereksiz”
fikri sabitinde debelenenler dışında
hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz.
Hükümet; bu teklifin,
Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye
hedeflerini ve gerçeklerini
yok sayanlara can suyu vermek,
kamu görevlilerini
enflasyona ezdirmeme kararından da açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir,
Daha da önemlisi Hükümet,
kalkınmayı önemsediğine,
adaleti öncelediğine dair
ispatı ve icraatı,
toplu sözleşme masasına sunduğu yeni teklifle
hem teyit hem de tescil etmelidir.
Değerli Basın Mensupları,
Çok kıymetli yol arkadaşlarım,
Memur-Sen Konfederasyonunun ve
yetkili sendikalarımızın toplu sözleşme teklifleri;
teşkilatımız, üyelerimiz ve kamu görevlilerimiz tarafından duruma uygun,
çözüme matuf,
içeriği makbul,
maliyeti ve mahiyeti
makul teklifler olarak kabul gördü.
Bu kabule rağmen,
Kamu İşvereninin 24 Temmuz’da
sanki kendisine hiç teklif sunulmamış,
kamu görevlilerinin
mali ve sosyal haklarına,
demokratik ve sendikal haklarına,
özlük hakları ve çalışma şartlarına dair
tekliflerinden bihaber kalmış bir profil çizmesini
ne kabul edilir ne de anlaşılır bir tutumdur.
Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlayalım; 2020 için % 3,5 + %3 ve 2021 için %3 +% 2,5…
Bu oranlar;
Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil.
Bu oranlar, Hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil.
Hükümetin teklifi,
faiz oranlarındaki düşmeyi,
kurdaki aşağı yönlü hareketi,
elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi
doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor.
5. Dönem Toplu Sözleşme masasına dün itibariyle
sunulan Kamu İşvereni teklifi;
“kamu görevlilerine büyümeden pay vermeme haksızlığı” sona ermesi gerekirken aksine
“kamu görevlilerine bütçeden pay vermeme hastalığı”eklenme çabası olarak da görülebilir.
Siyasi irade,
toplu pazarlık masasına,
kamu görevlilerini refaha kavuşturma değil
cefayla buluşturma teklifi sunduğunu görmeli,